21 Ocak 2008 Pazartesi

Hemşirelikte karar kılan erkek porno starı

Hıdir Geviş/ New York
Geçenlerde bir kaç arkadaş toplandık ve hep beraber, Chealse’deki Clearview sinemasında, yönetmen Tim Burton’un Jony Deep’li yeni filmi Sweeney Todd’ı izledik. Ardından da Chealsea daki La Bergamote (20 sokak ile 9. Caddenin köşesinde ) adlı pastaneye gittik. Burası Fransız tatlıları yapıyor. Çok aç olunca böyle yerlere girmek sakıncalı: Hem keseniz hep sağlığınız için. Ben the buttery pain au chocolat aldım. Adının karışıklığına bakmayın, çorba kasesinde servis yapılan bir çesit sıcak çikolata işte. Yanında da cevizli croussant pek iyi gitti. Buranın mamullerinin tadına doyum olmuyor ama ayrılırken de hesabı ödemek pek zor oluyor. Pahalı bir yer. İçinde yer aldığım bu arkadaş grubuyla galiba ilişkimi kesmeliyim. Onlar yüzünden paramı böyle yerlere harcıyor ve sonunda beş parasız kalıyorum. Aman gülmeyin. Bazen kiramı ödeyemeyip homeless (evsiz) olacağım diye ödüm kopuyor.

Genellikle film sonrası filmden konuşulur değil mi ama bizimki öyle olmadı. Bu kez film kritiği değil, bir erkek porno yıldızının kritiğini yaptık, daha doğrusu dedikodusunu... Dedikodu masasının kahramanı olan erkek porno starı ise sadece üç masa aşağımızda oturuyordu. Chris maşallah Chealse’nin ayaklı gazetecisi gibi, herşeyden haberi var, herkesi tanıyor. Dolayısıyla bu adamı da tanıyor. Tövbe ben bilmem etmem.

Chris, adını burada söylemek istemediğim bu porno starıyla Eagle adlı bir barda tanışmış. Adam artık film yapmıyormuş. Bırakmış. Çünkü bakmış ki bu işte para yok pul yok. Uyuşturucu batağına da saplanmış ve çok zor günler geçirmiş. Zaten görseniz eski görünümü hiç kalmamış. Daha önce de bir kaç porno starına sağda solda rastlamıştım. Çoğu, annemin Kuyulu köyündeki evimizin duvarına, kurutmak için astığı dolmalık biberleri hatırlatmıştı bana, suyunu çekmiş gibiler. Büyük bir ihtimalle uyuşturucudan...

New York daki porno fim sektörünün bu yıldızları ister postu eskitmiş olsun, isterse tazeliğini korusun, pek çoğu çevirdikleri filmlerle geçinemiyorlar. Arta kalan bolca zamanda ise bedenlerini satmak zorunda kalıyorlar. Bu işten de fazla kazandıkları yok. Saatlik ücretleri 150 dolardan başlıyor. Gecelikleri ise 500 dolar ile 2 bin dolar arasında değişiyor. Ama müşteriler öyle tahmin ettiğiniz gibi kapıda kuyruk oluşturmuş değil tabii. Örneğin yine Chris’in anlattığına göre aşağı masadaki porno starı, bütün bu nedenlerden dolayı zorlu bir mğcadele sergilemiş ve uyuşturucuyu bırakmış, sonra da iki yıllık bir hemşirelik okuluna gitmiş. Daha geçenlerde de hemşire (Bu ülkede erkek hemşirelerin sayısı bir hayli fazla) olarak bir hastanede işe başlamış. Adam sözde Chris’e demiş ki “Başıma ne geldiyse penisimin olağan dışı ölçüsünde geldi, öyle olmasaydı belki da farklı bir hayatım olurdu, bu kadar yıpranmazdım”

Bir ara, haftaya hangi filmi izleyeceğimize geldi söz. Ben Paul Thomas Anderson’ un yeni filmi There Will be Blood’u izlemeyi önerdim. Magnolia filmiyle hayran olduğum bu yönetmenin yeni çalışması ile ilgili çok iyi şeyler duymuştum. Sonra Laf nereden döndü dolaştı tam hatırlamıyorum ama geldi geldi Anderson’un gençken yaptıği bir belgesel filme dayandı. The Dirk Diggler Story Adlı bu 30 dakikalik film, efsanevi büyüklükte bir penise sahip ünlü porno stari John Holmes’in hayatıyla ilgiliydi.

2,500 porno film çeviren ve 1988 yılında AIDS den ölen Holmes’un yaşamı, oyle dolu dolu-öyle farlı ki hakkında 10 ayrı film yapsanız yine O’nun hayatına yetişemezsiniz.

Bu adamın penisinin kesin santimetre olcusu konusunda yuzlerce çesit rivayet var. Öyle ya zamanın porno film endüstrisinin en large (X –Large demek daha doğru) penisine sahip. Rivayetler 25.4 cm den 41 cm ye kadar değişiyor. Bu sorun vakti zamanında milletin içine öyle dert oldu ki ölünce bile adamcağazın penisini ölçüp raporlara geçirdiler.

70’lı yıllarda günde 3 bin dolar kazanan Holmes, gün geldi bedenini hem erkeklere hem kadınlara para karşılıgı sattı. Yetmedi genç sevgilisini de sattı. Prezarvatifsiz film çevirdi. AIDS’ li olduğunu bile bile rol arkadaşlarıyla korunmasız ilişkiye girdi. Uyuşturucu sattı, silah taşıdı, kredi kartı sahtekarlığında bulundu, iki üç kuruş için hırsızlık bile yaptı. Birlikte Porno film çevirdiği anal seks kraliçesi olarak namlanmış Laurie Rose ile evlendi, silahli çetelere bulaştı. Hangi birini sayayım, o kadar çok şey varki.

İşte şimdi, hemsire olan porno yıldızını hem daha iyi anlıyor hem de kendisiyle ilgili yaptığı değerlendirmeye hak veriyorum. Nitekim, John Holmes’un da penisinin ölçüsü bu kadar olağandışı olmasaydı, porno piyasasına düşmeyecek ve başına da bunların hiç biri gelmeyecekti.

SHOWTVNET.COM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

#navbar-iframe { height: 0px; }