18 Şubat 2013 Pazartesi

New York çekimlerinden bir kesit:))

New York çekimlerinden bir kesit:)): New York çekimlerinden bir kesit:))

New York çekimlerinden bir kesit:)) on Twitpic

3 Şubat 2013 Pazar

Siz de yurttaş gazeteci olabilirsiniz, peki ama nasıl?

Taraf gazetesinde haftada 3 gün yayımlanan POP-UP köşesinin 2 gününü halktan gelen yazılara ayırıyorum. Yani Çarşamba ve Pazar günü yayımlanan köşeyi...

Pop-Up köşesinde yazılarınızın yayımlanmasını istiyorsanız, aşağıdaki açıklamayı okuyun lütfen... Teşekkürler...


*Yurt dışında geçici veya kalıcı yaşıyor olmanız veya ziyaret ediyor olmanız gerekli...

*Eğer sizi tanımıyorsam ve size ben yurttaş gazetecilik yapmanızı teklif etmemişssem, bana email, Twitter, Facebook, varsa Skype adresinizi bildirmeniz gerekiyor

*Bulunduğunuz dünya kentinde çok spesifik bir konuyu, ya da o hafta çok konuşulan bir veya bir kaç meseleyi kendi kişisel gözlemlerinizle anlatmalısınız...
 *Lütfen yazarken, gazetelerin washington muhabirleri gibi yazmayın. Yazdığınız şeyi kendinizle bir şekilde ilişkilendirirseniz, daha lezzetli, sahici ve etkileyici bir ürün yaratmış olursunuz.

*Bana  yollayacağınız yazıyı bir gazete yazısı gibi düşünmeyin. Farzedin ki herhangi bir konuda twit yazıyorsunuz... Dolayısyla pop-up köşesi için yazacağınız mini makaleyi de bir twit gibi düşünün ama daha uzun bir twit... Böylece hem sizin için yazması kolay olur ve zaman almaz, hem de okur için okuması kolay olur. Aşağıda köşenin pdf görüntüsü var, size bir fikir verecektir.

Minik makalelerinizi bana facebook'dan, twitter'dan veya emaille yollayabilirsiniz.

hidirgevis@yahoo.com
Twitter: https://twitter.com/hidirgevis
skype: benimadimhidir
facebook: http://www.facebook.com/hidir.gevis

Ekte pop-up köşesinin bir pdf görüntüsü var, belki format konusunda size bir fikir verebilir.
Add caption


2 Şubat 2013 Cumartesi

Yurttaş gazeteciler dünya kentlerinden bildiriyor



 Taraf gazetesindeki Pop-Up köşesinde 03.02.2013 tarihinde yayımlanan yazı 

Oxford İngilizcesi konuşan, çağdaş ve geleneksel Hindistan

 Leyla Alaton-İş kadını-Yeni Delhi- Hindistan


Hindistana 4. Gelisim bu. İlk defa 20 sene evvel gelmiştim. Bu gelişimin esas amacı Christies Muzayede Evi nin VİP’leri icin düzenlediği özel geziye katılmak içindi. Hindistan’ın Delhi kentinde 24 ülkeden yaklaşık bin sanatçının katıldığı 5. Sanat Fuarı (İndia art Fair), geçtiğimiz Perşembe günü başladı ve bugün son buluyor. Bu vesilesiyle muhteşem bir programa katıldım.
Dünya çapında özel koleksiyonerler, evlerini açıp koleksiyonlarını bizimle paylaştılar.
Elbette hepsi Hindistan'ın çok özel ailelerinden, çok büyük sanayici ve ekonomiye en büyük katkıyı sağlayan aileler.
Dünyadaki yeni trend zenginliği sanata, kültüre yönlendirerek hem destek vermek hem de dünya çapında ülkelerini ve sanatçılarını tanıtmak. Hakikaten  de bu sefer bambaşka bir Hindistan
gördüm. Çok iyi eğitimli, Oxford İngilizcesi konuşan , bir o kadar da gelenek ve göreneklerini dışlamayan , çağdaşlaşmasını destekleyen bir topluluk.
Eser:  Sanatçı Subodh Gupta’nın… Kontrol hattı adlı çalışması


Amerikan hapishanelerinde dindarlık

Ayşegül Yönet-Grafiker-Slikon vadisi-Kaliforniya

“Faith in the Big House”  (Hapishanedeki  inanç)  adlı belgesel filmin animasyonlarını yapmak büyük keyifti.  Ayrıca  ödüllü yönetmen Jonathan Swartz’la çalışma fırsatı bulduğum için de kendimi şanslı hissediyorum.  2011 yılında yaptık filmi. İnternetten satın alıp izleyebileceğiniz film, Amerika’nın çok bilinmeyen bir yönünü  göstermesi açısından ilginç ...“Faith in the Big House”, hapishanelerde yürütülen dini programların çarpıcı bir gözlemi. Belgeselde çeşitli suçlardan Louisiana hapishanesinde yatan 6 suçlunun gözünden, yöredeki kiliseler tarafından yürütülen dine çağırma programlarının hayatlarına etkisini görüyoruz. Bir şov gibi hazırlanan programların perde arkasına da şahit oluyoruz. Kendi ailelerinden kopmuş suçlular, kilise gönüllüleri tarafından şarkılarla karşılanıyor. Tekrarlanarak mükemmelliğe ulaştırılmış konuşmalar sonrası, küçük çocuklar tarafından yazılmış sevgi dolu mektuplar veriliyor. Kapanış sahnesi olarak da tekrar vaftiz edilerek günahlarından arınmış hissettiriliyor. Bir kısım suçlu aradığı yakınlığı ve içtenliği bu programlarda bulurken, diğer bir kısım da hapishane ortamından kısa süreliğine kurtulmak, daha iyi bir suçlu olarak gözüküp aftan faydalanmak gibi avantajların farkında… Pek göze çarpmayan en önemli sorunsa, bu dini programların suçlulara meslek edindirme programlarının yerini alması ve de katılımcılarının uzun vadede tekrar suç işleme oranını düşürmemesi.

Karnavala dönüşen Rugby oyunları

Süleyman Günay-Öğrenci-Wellington-Yeni Zellanda

Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’ın yıllık en büyük spor etkinliği Rugby Sevens başladı. Her yıl Şubat ayının ilk haftası gerçekleşen Sevens etkinliği bir karnaval aynı zamanda. Oynanan Rugby maçlarından ziyade insanların giydikleri ilginç ve renkli kostümleri ve makyajlarıyla eğlenmeleri etkinliğin asıl amacı. Maçlar başlamadan önce şehir merkezinde yapılan eğlenceler ardından kadını-erkeği, genci-yaşlısı kalabalık bir güruh, rengarenk kostüm ve makyajlarıyla stadyumda maçı izliyor. Şehir merkezinde yapılan eğlencelerde etkinliğe katılanlar podyumda yürüyerek kostümlerini sergiliyorlar ve etkinlik sonrası yılın en iyi, en ilginç kostümü seçiliyor. Haliyle, farklı şehir ve ülkelerden gelen insanların da büyük ilgisini çeken bu etkinlik, görsel bir şölene dönüşüyor.


Halka danışan demokrasi


Yeni Zelanda’nın sevme nedenlerimin başında, demokrasinin sözde kalmaması ve hükümetlerin halktan kopuk hareket etmemesi geliyor... Mesela hükümet, çeşitli konularda kararlar almadan önce gerektiğinde halkın fikrini alabiliyor.

Bu konuda çok güncel bir örnek vereyim. 2011 Christchurch depremi sonrasında hükümet eski binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi için önemli çalışmalar başlattı ve bu çalışmalar hala da  devam ediyor. Başkent Wellington’da tarihi binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi konusunda hükümet şu and bir karar aşamasında ve karar alırken halkı da buna dahil etmeye çalışıyor. Neticede binaların yenilenmesinde kullanılacak para halkın ödediği vergilerden geliyor. Medyadan yapılan duyuruya göre önümüzdeki günlerde şehir merkezinde, Civic Square isimli meydandaki Michael Fowler konser salonunda bir forum düzenlenecek ve halkın fikri sorulacak.

 



Bürokraside neden Hristiyan yok!

Taraf gazetesindeki Pop-Up köşesinde 03.02.2013 tarihinde yayımlanan yazı


Bu yazının başlığ,ı kafama takılan kronik sorulardan biriydi hep. Ama bir türlü yanıtı ne diye araştırmadım.  Meselenin kafama takılmasının asıl sebebi şuydu; Arap ülkelerindeki bürokratik kadrolarda çok üst noktalara gelen Hristiyan bürokratlar vardı. Geçen yıl temmuz ayındaki bir İntihar saldırısında ölen Savunma Bakanı Davud Racha Hristiyandı, yine dişişleri sözcüsülüğü yapmış Jihad Makdissi hristiyandı . Saddam dönemininuzun yıllar ırak dışişleri bakanlığı yapanTarık Aziz katolik bir Hristiyandı. Eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Mısırlı Boutros-Ghali Hristiyandı… Daha pek çok isim var.
Peki Onlar da neden var da bizde neden yok.  Hemen masabaşı gazeteciliğimi konuşturdum ve tarihçi dostum sevgili Mehmet Ö. Alkan ‘ı aradım. Alkan 1856 Islahat fermanıyla birlikte Müslüman olmayanların da Osmanlı bürokrasisine ve orduya alındığını söyledi. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise bu konuda yasal bir mevzuat yok ama millileştirme ve Türkleştirme nedeniyle Müslüman olmayanlar bürokrasiye girmemişler, hatta baro ve ticaret odalarında bile sayıları azalıyor.  Bu nedenle cumhuriyet döneminde açık Hristiyan bürokrat göze çarpmıyor.
Peki Ortadoğu ülkelerinde durum nasıl. Bir kere Lübnan’ı geçmek lazım, orası zaten  Müslüman olduğu kadar Hristiyan bir ülke, haliyle hristiyan bürokralar her daim oldu. Diğer Ortadoğu ülkelerindeki durumu  ise İstanbul Üniversitesi öğretim görevlisi Erhan Keleşoğlu’na sordum. Keleşoğlu, Arap milliyetçiliğinin Hristiyanlığı da kapsayan bir kavram olduğunu, dolasıyla hristiyanların bürokraside rahatlıkla varolduklarını belirtiyor. Hatta Arap milliyetçiliğinin entelektüel mimarları arasında Hristiyan Araplar ağırlıkta... Bu anlamda Araplar bizden daha seküler. Ayrıca azınlık Hristiyanlar için toplumda yükselmenin en önemli yolu eğitim. Bu nedenle azınlıklar eğitime daha çok önem veriyor ve yükseliyor. Mısır’da Ghali ailesi büroksiye pek çok isim yetiştirdi örneğin… Ancak son savaşlarla bu sosyolojik yapı çözülüyor.  Irak’ın işgali, Suriye’deki iç savaş ve Filistin’deki durum nedeniyle  Hristiyanlara saldırılar arttı ve ülkelerinden göçetmeye başladılar.
Peki ya şimdi… Neden bizde Hristiyan ya da Yahudi bürokrat yok, yoksa var mı?

Haftanın yurttaş gazetecileri

Leyla Alaton-İş kadını: Hindistan'ın Yeni Delhi kentinde gerçekleştirilen Uluslararası sanat furarı'na davetliydi. Oradayken, izlenimlerini Taraf gazetesindeki Pop-up köşesine yazdı.


Ayşegül Yönet-grafiker: Amerika'nın kaliforniya eyaletindeki Slikon vadisinde yaşayan Ayşegül Yönet, animasyonlarını yaptığı the faith in Big house adlı filmi Taraf gazetesindeki halka açık Pop-up köşesinde değerlendirdi.

Süleyman Günay-Öğrenci: Yeni Zellanda'nın Wellington kentinde yaşayan Günay, yaşadığı kente dair ilginç izlenimlerini Taraf gazetesindeki Pop-up adlı köşede paylaştı

#navbar-iframe { height: 0px; }