8 Kasım 2012 Perşembe

Obama'nın pozitif intikamı


Taraf Gazetesi-09.11.2012
Negatif intikam: Hayat yolu bu; sizi birileri tökezletir, canınızı acıtır, haysiyetinizle oynar, incitir, bütün enerjinizi çekip alır. Güçsüz ve savunmasız olduğunuzda, karşı koyamaz ya da karşı tarafı engelleyemezsiniz. Sonuçta başınıza bu saydıklarımdan biri, öyle veya böyle gelir. Sizi mağdur eden haksızlıkları unutmak, sindirmek öyle kolay değildir. En fazla sineye çeker ve bilincinizin karanlık bir köşesinde saklarsınız. Hayatın koridorlarında yürüdükçe, sabretmeyi öğrenir ve gününü beklersiniz. Kendinizi toparladığınızda ise bilincinizin karanlığındaki o kötü hatıralar usulca göverir, serpilir ve sizi rahatsız etmeye başlar, gözünüzü alan güçlü bir far gibi yanıp söner. Öfkelenirsiniz ve bu öfke duygusu bir başka duyguyu, intikam duygusunu besler, büyütür. Bir süre sonra intikam alarak geçmişin kötü hatıralarını bastırabileceğinize ya da tümden yok edebileceğinize inanırsınız. O tehlikeli duygu sizi yönlendirmeye başlamıştır artık. Önünüzde iki seçenek vardır: pozitif ve negatif intikam. Bu iki intikam çeşidi, çıkış noktaları aynı olmakla birlikte, birbirine tümüyle zıttır ve hangisini seçeceğiniz, sizin insan sevme ve empati kurma gücünüzle ilgilidir.
Negatif intikam yoluna girdiğinizde tanınmaz bir insan olabilirsiniz. Hiç fark etmeden geçmişte sizi mağdur eden düşmanınızın ruhunu, bedeninize misafir eder, bir süre sonra da kendinizden onun bir kopyasını yaratırsınız. Size geçmişinizde yapılanların aynını siz de başkalarına, hatta fazlasıyla yaparsınız. Aşağılandınız mı siz de ilk fırsatta aşağılarsınız, iftiraya mı uğradınız siz de iftira edersiniz. Bu süreçte bir türlü yenemediğiniz içinizdeki haklı çıkma isteğiyle, çevrenizdekileri daha çok cezalandırır, çok geçmez, başkalarının hayatında sevimsiz ve gereksiz bir varlığa dönüşürsünüz.
Başarıyla intikam almak: Obama’nın da bir intikamcı ama pozitif bir intikamcı olduğunu düşünüyorum. Başarısıyla, hep koruduğu güzel karakteriyle intikam aldı kendine haksızlık edenlerden. Ülkeyi terk etmiş siyah Kenyalı bir babanın, eşinden ayrı yaşayan beyaz bir annenin oğlu olmak... Obama’nın bu soyağacı nedeniyle bugün uğradığı saldırılar, geçmişte neler yaşamış olabileceği hakkında size bir fikir veriyordur. Daha yakınlarda, rakibi Mitt Roney’nin oğlu, “babamım vergi beyannamesini istiyorlar, önce Obama doğum sertifikasını göstersin” gibi mat da olsa ırkçı bir zeminden vurmaya çalışmıştı Obama’yı. Bu durumda ilkokulda arkadaşlarının ırkçılık içeren imalı sözleri ve şakaları karşısında Obama’nın ne hissettiğini varın siz düşünün.
İntikam için bizzat kendinizin haksızlığa uğraması gerekmiyor, benzerlerinizin haksızlığa uğraması da sizi acıtabilir. Kürt’seniz Kürt kimliğinden dolayı bir Kürt’e yapılan haksızlığı, Alevi’yseniz Alevi kimliğinden dolayı bir Alevi’ye yapılan haksızlığı size yapılmış bir haksızlık sayabilirsiniz. Obama da hayat yolunda yürürken benzerlerine yani siyahlara yapılan pek çok ırkçı saldırıya şahit oldu, ancak bir gün gelip de ülkeyi yöneten bir başkan olduğunda asla karşıtına dönüşmedi, bütün ezilenlerle empati kurdu, toleranslı ve insancıl bir tavır sergiledi.
Kozmopolit ruhun birleştiriciliği: Obama’nın çocukluğundan bugüne bütün fotoğraflarına baktığınızda yüzünde o sevgi taşan gülümsemesini görürsünüz. Siyah olması, beyaz bir anneye sahip olması, Amerika’da doğması, Kenya kökeni, bütün bunlar onun kozmopolit ruhunu yapılandıran, ayırt etmeksizin insanları sevmesini sağlayan unsurlar. O’nun bu ruhu, bir göçmen ülkesi olan ve kendine gelenleri her kim olursa olsun kucaklayan Amerika’nın gerçek özüyle, gerçek benliğiyle örtüşen bir ruh. Bu yüzden ilk defa oy kullanan yeni jenerasyon Amerikalılar, sosyal medya üzerinde gecelerini gündüzlerine katarak twit attılar, facebook’dan videolar paylaştılar, Mitt Romney’nin yalanları ve birbiriyle çelişen açıklamalarını bir dedektif gibi bulup ortaya çıkardılar.
Biz de Obama gibi bir lideri hak ediyoruz: Obama’nın bu ruhu sadece Amerika’daki farklı kesimleri (geyler, siyahlar, beyazlar, Latinler, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Asyalılar, zenginler, yoksullar) birleştirmekle kalmadı, dünyanın farklı ülkelerinden insanları da o ruh etrafında biraraya getirdi. Böylece Amerika’nın o ağır negatif imajını aşarak, pozitif bir dünya markası hâline geldi Obama. Nitekim onun olağanüstü derinlikteki zafer konuşmasının metnini Amerikalılar kadar Pakistanlılar, Çinliler ve biz Türkiyeliler de sosyal medya üzerinden paylaştık. Seçimleri kazanınca attığı “4 yıl daha” twitini 780 bin kere RT ettik. Çünkü bizler de en az Amerikalılar kadar evrensel değerlere inanan, bu değerlere saygılı bir lidere sahip olmayı hak ettiğimizi düşünüyoruz. Öyle ya dünyanın doğusu ve güneyinde, kendi üzerine diktiği elbiseyi herkese zorla giydirmeye kalkan liderlerden geçilmiyor ve biz o liderlerden artık çok sıkıldık. Kendine özel tutması gereken inançlarını ve değerlerini bize zorla dayatan, azarlayan, bazen hiç düşünmeden, kolay ve büyük konuşan, sırf kendini haklı çıkarmak ve rakiplerini karalamak için konuşurken hile yapan, incitici ve kibirli liderlere yer yok yeni dünyada. Kapitalizmde rekabet var, siyaset marketinin raflarında daha iyisini bulduğunuz an, eldeki bir kenara atılıverir. Bu işlerin hiç hatırı yok.
hidirgevis@yahoo.com twitter.com/ hidirgevis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

#navbar-iframe { height: 0px; }