1 Mayıs 2008 Perşembe

Hoş Gelişler Ola… Rock Star Papa…






Hıdır Geviş-Taraf Gazetesi

Katoliklerin ruhani lideri Papa Benedict, geçtiğimiz Cuma sabahı New York’a ayak bastı. Papa’nın topuğunun değdiği yerde su çıkmadı ama binlerce kişilik bir kalabalık oluştu. Çünkü bu ziyaret New York eyaletinde yaşayan 7 milyonun üzerindeki katoliği çok heyecanlandırmıştı. Bu geliş medyayı da heyecanlandırdı. Nerde bulunur bundan daha ballı bir haber konusu: izle izle yaz….

Papa, başındaki beyaz külahi, ak saçları, uzun etekli ve pelerinli elbesisiyle son derece farklı bir şöhret manzarası sergiledi şehirde. Gelişinden itibaren attığı her adım televizyonlardan canlı yayınlandı. Halk geçtiği caddelerin kenarlarinda kurşun asker gibi sıralandı.

Papa’nın gelişi nedense bana İngiliz müzik grubu Beatles üyelerinin 7 şubat 1964 yılında New York’a ilk ayak basışını anımsattı. Onlar da farklı müzikleri kadar saç biçimleri ve giyim tarzıyla dönem medyasını ve gençlerini bayağı heyecanlandırmışlardı. İlk gelişlerinde Carnegie Hall ve Ed Sullivan Theatter de çok az bir seyiciye seslendiler. Ancak bir yıl sonra 15 Ağostos 1965 de tekrar New York’a geldiklerinde bu kez Shea stadyumunda konser verdiler. 55 bin 600 kişinin izledigi konserin biletleri ise 4 dolar 50 cent ile 5 dolar 65 cent arasında değişiyordu.

Ancak Papa, Beatles’in New York’daki ilk stadyum konseri rekorunu daha ilk ziyaretinde geçti ve 60 bin kişiyi şehirdeki Yankee Stadium’una topladı. Burada verdiği vaaz stadyumdaki papa hayranlarını kendinden geçirdi. Aslında bu konuşma gece yapılabilir ve içine lazer gösterisi de serpiştirilebilirdi.

Neyse, 57 bin bilet 1 ay öncesinden tükenmişti bile. Stadyumun önünde papa şapkaları, tişörtleri satıldı. Yine Manhattan’daki bazı mağazalarda papa oyuncakları vitrinlere konuldu, Heidelberg adlı bir lokantada 18 dolar 95 cent e özel papa menusu bile hazırlandı. Demek istediğim, Avrupa kıtasından gelen Papa, adeta 21. Yüzyılın rock yıldızı gibi muamele gördü. Gerçekten hoş bir gelişti O’nunki.

Papa’nın üzerinde durdugu demografik yapı da Beatles’in hitab ettiği kesimden pek farklı değildi. Papa, bu ilk New York gezisinde genclere özel bir ilgi gösterdi. Amerika’daki Katoliklerin yüzde 18 ‘inin, yaşları 18 ile 29 arasinda degisen gencler oldugu düşünüldüğünde anlaşılabilir bir sebep. Nitekim Papa, geçen Cumartesi günü Manhattan’daki 5.cadde üzerinde yer alan St. Patrick katedrali nin balkonundan binlerce kişiye karşı yaptıği konuşmada, gençlere materyalizmden de uyusturucudan da uzak durmalarını tavsiye etti.

Ancak işin bir de öteki yüzü var. “American Sociological Review” adli dergiye göre, herhangi bir dini tercihleri olmadığını söyleyen Amerikalılar ın sayısı son 10 yılda ikiye katlandı. Bunun anlamı yetişkinlerin 78.4’inin Hristiyan olduğu Amerika’da din, taraftar kaybediyor. Bu durumda da Papa’nin gençleri etkileme çabası daha bir anlam kazanıyor.

Bir web sitesi :

Barak Obama’nin Hebrew kampanyasi

Demokratların başkan adayı Barak Obama, başından beri internet üzerinden seçim kampanyası yürütme konusunda diğer adaylardan biraz öndeydi. Obama şimdi teke tek kaldığı Hilary Clinton ile aralarindaki bilek güreşini kazanmak için Musevi seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor. Bu nedenle internette Musevilerin konuştuğu Hebrew dilinde bir site bile oluşturuldu. Ancak Obama’nın ofisi bu sitenin kendi resmi siteleri olmadığı yönünde bir açıklama yaptı.

Obama’nın, başından beri Amerika’daki musevi seçmenleri ve musevi lobiyi yanına çekmeye çalıştığı biliniyor. Bu oldukça akıllıca bir taktik, ancak Amerika’nın İsrail politikasi konusandaki açık tavizkar tutumu, Barak Obama'nin başkan seçilmesi halinde ikiye katlanabilir.

Bu arada Amerika’daki Musevi seçmenler zaten hep demokratlardan yana oy kullanıyorlar. 1916 seçimlerinden bu yana oylarını demokratlara veriyorlar; 1920 seçimleri hariç tabii. Bu seçimlerde oyların sedece yuzde 19’u Demokrat aday Cox’a verilirken, yüzde 43 Harding’e verildi. Demokratlara gitmesi gereken yüzde 38 oranındaki oy ise dönemin Sosyalist Parti Eugene Debs’e gitmişti.

Geçen seçimlerde de bu geleneksel tutum aynen devam etti. 2004 deki seçimlerde, Musevi seçmenlerin yüzde 24’ü Cumhuriyetçi Bush’a oy verirken, yüzde 76’si Demokrat aday Kerry’i destekledi.

Bir medya klasiği

CNN Nasıl Haber Şişirir

Gazeteci arkadaslarım alınmasın ama medyaya özgü bir mutfak sırrını herkesle paylaşmak istiyorum. Bazen haber konusunda darda kalınır. Çözüm olarak da çelimsiz bir konu alınır ve etli butlu bir haber şeklini alıncaya kadar bir güzel şisirilir. Adına da şişirme haber denir.

Bunu elbette sadece Türkiye’deki gazeteciler yapmıyor. Örneğin Amerikan CNN televizyonu da yapıyor. Bu kanalda hafta içi her akşam yayınlanan ve Wolf Blitzer in sunduğu The Situation Room adlı bir haber bulteni var. Geçenlerde Blitzer, CNN’in Irak muhabiri Michael Ware’e canlı bağlandı. Zaten adamcağaza CNN’den hergün birileri canlı bağlanıyor ve üç aşağı beş yukarı aynı soruları soruyorlar. Tabii hergün aynı şeyler oluyor. Yeni bir şey olmayınca sırf kaç adam öldü edebiyatı yapmak da hem seyircileri, hem de habercileri sıkıyor. Adam da ne sorsa iyidir “Amerika askerlerini oradan çekerse ne olacak?” Sırf farklı bir şey çıkarabilmek için sorulmuş bir soru tabii. Muhabir nerden bilsin askerler çekilirse ne olacağını. Böyle bir soru bir haberciden çok ya bir seneryo yazarına, ya bir büyücüye ya da Beyaz Saray’ın etrafında konuşlanan düşünce kuruluşlarında çalışan strateji uzmanlarına sorulur.

CNN muhabiri de hafif kaçık biri zaten, sallamayı seviyor. Tabii yaptığı habercilik değil, spekülasyon oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

#navbar-iframe { height: 0px; }