4 Şubat 2008 Pazartesi

60’ındayken 40’ında olmak




60 ına merdiven dayayınca emekli olup rutin bir hayata kendini teslim etme anlayışı değişiyor. Şimdi bazı insanlar hayata asıl 6Oından sonra başlıyor ve içinde kalan butun ozlemleri bu yaştan sonra gerçekleştirerek hem hayatla baglarını koparmıyorlar hemde 40ında gibi aktif oluyorlar

Hıdır Geviş

Bugün, 60 yaşına gelen pek çok insanın içinde bulunduğu çıkmazı ya da ikilemi özetleyen bir soru var: “ Emekli olup diğerleri gibi rutin bir hayat mı sürmeliyim, yoksa emekliliğimi kendim için bir avantaja dönüştürüp, hayatla olan bağlarımı daha da mı kuvvetlendirmeliyim?”
“Starting Over: Reinventing Life After 60” (Yeniden başlamak: Hayatı 60’ından sonra keşfetmek”) adlı kitabın yazarı Pat Skilling Kellerman, kendilerine yukaridakine benzer sorurlar soran 60’lı yaşlardaki Amerikalı kadın ve erkeklerin etkileyici öykülerine yer veriyor eserinde. Bu insanların, kendi sorularına yanıtlarını yine kendilerinin bulduğunu söylüyor ve ekliyor “Ancak anladılar ki hayat her gün geç uyanıp aynı şeyleri yapmakla değil, bir gayeyle birlikte güzelleşiyor. ”
Peki 60’ına gelenler, kendilerine nasıl bir amaç belirlemeli ve bunu nasıl hayata geçirmeli? İşte bu soruyu yanıtlamadan önce, herkesin gittiği klasik yoldan gidenlerin başına neler geldiğine bakmak lazım.
60’ına gelmiş bir yetişkinin, emekliye ayrıldığında yapacağı şeyler belli: Arada bir çıkıp kahveye ya da sessiz bir ocakbaşına gidilir. Mahallede biraz yürüyüş yapılır. Kuşlara yem atılır. Ev gezmelerine gidilir. Torunlara çocuk bakıcılığı yapılır. Belki sıcak bir tatil yöresine seyahate gidilir, Belkide yaşlı anne babalarının mali müşaviri gibi davranmaya meyilli evlatlar, Onların tatile çıkmasını bile istemeyebilir. Emekliler de para harcamamak için kedileriyle birlikte eve kapanır, bütün gün televizyon izlerler ve biriktirdikleri emekli aylıklarıyla torunlarının okul ihtiyaçlarını görürler. Peki daha sonra? Daha sonrası hiç. Eğer hayatın çıkılması gereken basamakları bu noktada bitmişse, yaşamak için hiç bir motivasyon kalmamış demektir?
İster kabul edilsin isterse edilmesin, her insan ilişkisi bir süre sonra pragmatist bir yatırıma dönüşüyor. Bu durumda, yanı iş hayatınızdan çekiliyorsanız, etrafınızdaki pek çok insanın da sizin hayatınızdan çekileceği anlamına gelir bu. Çünkü onlara verebileceginiz şeyler azalmıştır. Çalışma hayatınızdan ayrılmak, sizi efsanevi kahraman Samson ile kader arkadaşı yapar. Samson, kendine güş veren saçlarını kaybedince her şeyini kaybeder, sizse size güç veren işinizden olunca, işinizin etrafinda halkalanmış sosyal çevrenizi kaybetmekle yüzleşirsiniz.
Bu durumda sizin payınıza büyük bir yalnızlık ve terkedilmişlik duygusu düşecek. Çünkü insanların sizden beklentileri değişecek. Sizden yaşlı bir insan gibi hareketsiz olmanız, cinsel yaşamı bitmiş bir nine ya da dede gibi davranmanız, belki biraz bunamanız, ve mümkün olduğunca erkenden, yani fazla hastalanıp sorun çıkarmadan ölüp gitmemiz beklenecektir.
Ama artık dünyada olduğu gibi Amerika’da 60 yaşının üzerindeki binlerce insan, bu yolu reddediyor. Onlar emekliliği kendileri için gerçek bir avantaja dönüştürerek hayata bir bakıma yeniden başlama imkanı buluyorlar. Mutluluğu asıl bu yastan sonra yakalayanlar bile var.
Peki nedir bu alternatif ikinci yol, 60’lık biri bu yola adım attığında nereye gider?
Önce 60’sına gelen birinin aslında ne gibi değerlere sahip olduğunu görmesi gerekiyor. Hayat konusunda daha tecrubeli ve tedbirliler, daha bilgili ve olgunlar, kişilikleri, ilişkileri ve hayatları yerli yerine oturmuş, eğer sigortalı bir işte çalışmış da emekli olmuşlarsa ekonomik anlamda kimseye ihtiyaçları kalmıyor . Tek dezavantajınız ise fiziki olarak geçlerle kıyaslandığında biraz daha zayıf olmak. Bu da kendinize iyi baktığınız sürece çok bir sorun yaratmaz. Bütün bunlara gönlünüze göre değerlendireceginiz bolca zamanı ekleyin. İşte size yeni bir hayata başlamak için fırsat.
Yani aslında 60’şınıza geldiğinizde, biraz hayatın, biraz çevrenizdekilerin, biraz da sizin gayretlerinizle ortaya çıkmış paha biçilmez bir elmassınız.
Bu durumda elinizin altındaki 60’lık elmasa hakkettigi değeri vermeniz gerekiyor. Öncelikle, birinci yolu seçenler gibi yaşamla kontağınızı kesip atmadınız. Şanslısınız. Demek ki onlar gibi psikolojik bir sersemligin içine girmeyeceksiniz.
İkinci yolu seçmek hayata bir maksat katmak anlamına geliyor. Peki bu maksatlar neler olabilir: Kırışıklıklarınız mı var ve bu sizi ratahsız mı ediyor, o halde estetik olabilirsiniz. “Her yaşın güzelliği ayrı” deyip sizi bir noktada tutmak isteyenlere ise “O sizin fikriniz” deyip geçin. Vücudunuzla insanlari cezbetmek mi istiyorsunuz, spor salonuna düzenli gidin ve kas yapın. Dul musunuz, çevrenizdekilere mihnet edip, “aman bana birini bulun” diye yakarmanıza hiç gerek yok, oturun internetin başına, düzeyli sitelerden birinin başına, arkadaş edinin. Varsın çevrenizdekiler size suratını ekşitsin, takmayın, yaptığınız şeyi kimsenin size zehir etmesine izin vermeyin, keyfini çıkarın.
Etrafınızda kafanıza göre bir arkadaş yok mu, internetten kendinize arkadaslar edinebilir, onlarla aranızda geziye çıkmak, plaja gitmek, müzeye gitmek, pişti oynamak gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştirin.
Bir dil kursuna yazılıp, Fransızca öğrenin ya da varolan Fransızcanızı gelişitirin, belki de rahberlik yapmaya baslarsınız, kim bilir. Hatta üniversite sınavlarına girin ve istediğiniz bir fakülteyi okuyun. Örneğin, daha geçen baharin sonunda, 95 yaşındaki Amerikalı Nola Ochs okuduğu üniversitenin tarih bölümünden diplomasını aldı.
Çalışmalarını beğendiginiz bir vakfa ya da kar amacı gütmeyen herhangi bir kuruluşa girip, orada para talebinde bulunmadan gönüllü olarak çalışın, böylece yeni ilişkiler ve arkadaşlıklar inşa edin. Belki de kendinize dışaridan çalışabileceğiniz, fazla vaktinizi almayacak bir iş bulur, para bile kazanırsınız. Yeni bir yatırim projesi tasarlar ve bunu uygulanmaya koyarsınız. Mahalle muhtarlığına adaylığınızı bile koyabilirsiniz
O güne kadar geçim derdi ve zaman kıtlığı nedeniyle ilgilenmediğiniz hobilerinizi gerçekleştirin. Dağcılık yapın ya da içinizde hep ukte kalan piyano çalmayı öğrenin. Nasıl web sitesi yapılacağını öğrenebilirsiniz. Hatta özel yazma kurslarına gider, hatıralarınızı edebi bir dille yazar ve bunu da kendi sitenizde tefrika edersiniz. Evinizin bir odasını atelyeye cevirir, seramikler yaparsınız.
Yani 60’ınıza geldiğinizde yapacak o kadar şey var ki, hayatınız belki de bu yaştan sonra güzelleşecek.
Yaşlılar için varolan dating (biriyle çıkma) sitelerini değerlendiren bir web sitesinde yazarlık yapan Alison Braidwood diyor ki “Eger kendinizi genc hissediyorsanız, iyi göründüğünüze inanıyorsanız ve 40’ınızda sahip olduğunuz enerjiye 60’şında da sahipseniz , o halde yapmak istediklerinizi yapmaya neden bir an once başlamıyorsunuz.”
Peki ben ne diyorum? Şunu diyorum: Türkiye’de bu yeni yaşlılık anlayışinın öncülüğünü bizim baby boomers’larımız olan 68 kuşağı çekebilir. 1968’in fırtınalı günlerinde 20’li yaşlarda olup, sokaklara çıkıp yenilik isteyen gencler, bugün 60’larında. Bu insanların şimdi kendi hayatlarında sadece kendileri için yeni bir devrim gerçeklestirmelerinin tam sırası. Biz biliyoruz ki şimdilik uslu gibi duran 68 delikanlıları, asla kronolojik yaş anlayışına yenilip yavaşlamayacaklar . Onların asıl yapacakları belkide şimdi başlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

#navbar-iframe { height: 0px; }