2 Şubat 2013 Cumartesi

Yurttaş gazeteciler dünya kentlerinden bildiriyor



 Taraf gazetesindeki Pop-Up köşesinde 03.02.2013 tarihinde yayımlanan yazı 

Oxford İngilizcesi konuşan, çağdaş ve geleneksel Hindistan

 Leyla Alaton-İş kadını-Yeni Delhi- Hindistan


Hindistana 4. Gelisim bu. İlk defa 20 sene evvel gelmiştim. Bu gelişimin esas amacı Christies Muzayede Evi nin VİP’leri icin düzenlediği özel geziye katılmak içindi. Hindistan’ın Delhi kentinde 24 ülkeden yaklaşık bin sanatçının katıldığı 5. Sanat Fuarı (İndia art Fair), geçtiğimiz Perşembe günü başladı ve bugün son buluyor. Bu vesilesiyle muhteşem bir programa katıldım.
Dünya çapında özel koleksiyonerler, evlerini açıp koleksiyonlarını bizimle paylaştılar.
Elbette hepsi Hindistan'ın çok özel ailelerinden, çok büyük sanayici ve ekonomiye en büyük katkıyı sağlayan aileler.
Dünyadaki yeni trend zenginliği sanata, kültüre yönlendirerek hem destek vermek hem de dünya çapında ülkelerini ve sanatçılarını tanıtmak. Hakikaten  de bu sefer bambaşka bir Hindistan
gördüm. Çok iyi eğitimli, Oxford İngilizcesi konuşan , bir o kadar da gelenek ve göreneklerini dışlamayan , çağdaşlaşmasını destekleyen bir topluluk.
Eser:  Sanatçı Subodh Gupta’nın… Kontrol hattı adlı çalışması


Amerikan hapishanelerinde dindarlık

Ayşegül Yönet-Grafiker-Slikon vadisi-Kaliforniya

“Faith in the Big House”  (Hapishanedeki  inanç)  adlı belgesel filmin animasyonlarını yapmak büyük keyifti.  Ayrıca  ödüllü yönetmen Jonathan Swartz’la çalışma fırsatı bulduğum için de kendimi şanslı hissediyorum.  2011 yılında yaptık filmi. İnternetten satın alıp izleyebileceğiniz film, Amerika’nın çok bilinmeyen bir yönünü  göstermesi açısından ilginç ...“Faith in the Big House”, hapishanelerde yürütülen dini programların çarpıcı bir gözlemi. Belgeselde çeşitli suçlardan Louisiana hapishanesinde yatan 6 suçlunun gözünden, yöredeki kiliseler tarafından yürütülen dine çağırma programlarının hayatlarına etkisini görüyoruz. Bir şov gibi hazırlanan programların perde arkasına da şahit oluyoruz. Kendi ailelerinden kopmuş suçlular, kilise gönüllüleri tarafından şarkılarla karşılanıyor. Tekrarlanarak mükemmelliğe ulaştırılmış konuşmalar sonrası, küçük çocuklar tarafından yazılmış sevgi dolu mektuplar veriliyor. Kapanış sahnesi olarak da tekrar vaftiz edilerek günahlarından arınmış hissettiriliyor. Bir kısım suçlu aradığı yakınlığı ve içtenliği bu programlarda bulurken, diğer bir kısım da hapishane ortamından kısa süreliğine kurtulmak, daha iyi bir suçlu olarak gözüküp aftan faydalanmak gibi avantajların farkında… Pek göze çarpmayan en önemli sorunsa, bu dini programların suçlulara meslek edindirme programlarının yerini alması ve de katılımcılarının uzun vadede tekrar suç işleme oranını düşürmemesi.

Karnavala dönüşen Rugby oyunları

Süleyman Günay-Öğrenci-Wellington-Yeni Zellanda

Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’ın yıllık en büyük spor etkinliği Rugby Sevens başladı. Her yıl Şubat ayının ilk haftası gerçekleşen Sevens etkinliği bir karnaval aynı zamanda. Oynanan Rugby maçlarından ziyade insanların giydikleri ilginç ve renkli kostümleri ve makyajlarıyla eğlenmeleri etkinliğin asıl amacı. Maçlar başlamadan önce şehir merkezinde yapılan eğlenceler ardından kadını-erkeği, genci-yaşlısı kalabalık bir güruh, rengarenk kostüm ve makyajlarıyla stadyumda maçı izliyor. Şehir merkezinde yapılan eğlencelerde etkinliğe katılanlar podyumda yürüyerek kostümlerini sergiliyorlar ve etkinlik sonrası yılın en iyi, en ilginç kostümü seçiliyor. Haliyle, farklı şehir ve ülkelerden gelen insanların da büyük ilgisini çeken bu etkinlik, görsel bir şölene dönüşüyor.


Halka danışan demokrasi


Yeni Zelanda’nın sevme nedenlerimin başında, demokrasinin sözde kalmaması ve hükümetlerin halktan kopuk hareket etmemesi geliyor... Mesela hükümet, çeşitli konularda kararlar almadan önce gerektiğinde halkın fikrini alabiliyor.

Bu konuda çok güncel bir örnek vereyim. 2011 Christchurch depremi sonrasında hükümet eski binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi için önemli çalışmalar başlattı ve bu çalışmalar hala da  devam ediyor. Başkent Wellington’da tarihi binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi konusunda hükümet şu and bir karar aşamasında ve karar alırken halkı da buna dahil etmeye çalışıyor. Neticede binaların yenilenmesinde kullanılacak para halkın ödediği vergilerden geliyor. Medyadan yapılan duyuruya göre önümüzdeki günlerde şehir merkezinde, Civic Square isimli meydandaki Michael Fowler konser salonunda bir forum düzenlenecek ve halkın fikri sorulacak.

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

#navbar-iframe { height: 0px; }