Amerika’da gaylerin taşındığı her şehir, bir anda en populer yerleşim yerleri haline geliyor. Kent kültürel ve sanatsal açıdan canlanıyor, ekonomik açıden zenginleşerek her türden her cinsten insan için çekici hale geliyor. İşte bu nedenle belediyeler, gay nüfusunu şehirlerine çekmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar, hatta bu konuda özel tanıtım kampanyaları bile hazırlanıyor. Belki butun bun gelismeler istanbul yoneticilerine de ornek olur ve belediye ile valilik Dunya gaylerini Istanbul'a cekmenin yollarini arar.
Hıdır Geviş
New York’un bugün en çekici mahallelerinden biri olan Chelsea, bir zamanlar yoksul Latinlerin ve siyahların yaşadığı pek de güvenli bulunmayan, hiç de albenisi olmayan bir semtti. Orta ve üst gelir seviyesinden kimseler bu semtin kıyısından bile geçmeye tenezzul etmiyorlardı. Taa ki bu semte bir gün gayler taşınana kadar.
Chelsea’ye gayler taşınınca mahallenin kaderi de çehresi de hızla değişmeye başladı. Tarihi kırmızı kiremitli ve az katlı taş binalar aslına sadık kalınarak restore edildi, sokaklar temizlendi, ağaçlar ekildi, pencerelere saksı saksı çicekler konuldu, binalarin bahçeleri düzenlenerek daha güzel bir görünüme kavuşturuldu. Bütün bunlar hem o evlerde oturan gayler, hem de belediye yönetimine giren gaylerin uygulamaya soktuğu yeni resmi düzenlemeler sayesinde gerçekleşti.
Iyi yetişmiş, iyi eğitim almış, nitelikli ve yaratıcı gay nüfusun Chelsea’yi istila etmesi, semtte başka gelişmelere de sebep oldu. Zincir dükkanlardan çok , gaylerin işlettiği küçük küçük dükkanlar açıldı: Bunlar arasında hem yemekleri hem de servisi çok iyi olan lokantalar, değisik farklı türde leziz ürünlerin yer aldığı Avrupai pastaneler, kafeler, barlar, butikler, bağımsız tiyatrolar var. Bugün New York’un en çok, en güzel ve en modern sanat galerisini bulunduran semt yine Chelsea’dir.
Bütün bu gelişmeler, gay olmayanların da semte ilgisini arttırdı ve Chelase hem kiralık hem de satılık ev arayanların akınına uğradı. Bir kere burada bir mahalle havası vardı. Bu da büyük şehirde yaşayanlar için önemli bir lüks. İkincisi güvenliydi, özellikle de aileler ve yalnız yaşayan kadınlar için. Üçüncüsü nüfusunun gay olması nedeniyle, mahallelilerin birbirlerine davranışları daha medeni ve daha sıcaktı. Üstüne üstlük acıktığınızda gidilecek bir sürü güzel lokanta, alış veriş etmek istediğinizde bir sürü güzel mağaza ve yürüme mesafesinde sinemalar vardı.
Bugün parası olan herkes Chelsea’de (ve Greenwich Village’de) oturmak istiyor. Bir zamanların ünlü Upper West Site’ı ise artık hiç de gözde olmayan ve sadece eski moda yaşlı zenginlerin tercih ettigi bir semt oldu. Bu ilgi elbette Chelsea’yi zaman içinde olağanüstü pahalı bir semt haline getirdi. En ucuz stüdyonun (daracık ve karanlık) kirasi 1900 dolardan başlıyor. Üstelik herkese de kiralanmıyor. Yıllık gelirinizin bu mikrarın en az 45 katı olması gerekiyor.
Bu fiyat artışı semti zenginlerin akınına uğratırken, gayleri de daha ucuz yeni bir yer arayışına itti. Şimdi biraz yukarıya yani Hells Kitchen’e taşinıyorlar. Orası da gaylerin sayesinde adam olmaya şimdiden başladi bile.
Chelsea’nin yasadığı sürecin aynısını Boston’da, South End yaşadı. Bu semt de bir zamalar girilmez haldeydi, taaki gayler taşınıncaya dek. Şimdi Boston’un en nezih, en güzel ve en pahalı semti oldu South End. Ancak orada da gayler fiyat artışı nedeniyle bu kez Dortchestar gibi suç oranının en yüksek olduğu bir semte ve South Boston’a taşınıyorlar. Şimdi bu iki semtin de gaylerin yaşadığı kesimleri hızla gelişiyor ve inanilmaz derecede güzelleşiyor.
Su akar Amerikalı bakar olmuyor tabi. Amerikalı bakar bakmaz fazla beklemez ve bir şeyler yapmak için harekete geçer. Şimdi ülkedeki pek çok sehir, gaylerin bu inkar edilemez sihirli gücünden yararlanmanın yollarını arıyor. Burası bir action ülkesi . Bu nedenle belediyeler, özellikle ekonomisi zayıflayan, insanların artık göç etmek istemediği şehir belediyeleri, gaylerden yararlanarak şehirlerine yeni bir soluk, yeni bir canlılık ve ekonomik zenginlik getirmek istiyorlar.
Peki hangi şehirler bu konuda neler yapıyor:
Baltimore
Baltimore belediyesi gayleri şehre çekmek için çok özel bir tim oluçturdu ve bu tim şehirde gayler için inşa edilen bütün kolaylıkları maddeler haline getirerek belediyeye ait intermet sitesinde ilan etti. Tanıtımdaki en büyük amaç özelllikle küçük çaplı gay yatırımcıları kente çekmekti. Belediye çocuk sahibi gay çiflerin çocukları için özel eğitim programlarından tutun da gayler için özel sağlık düzenlemelerine kadar her şeyi tertib etti . En önemlisi ise polis memurları, şehirde yaşayan gaylere nasıl saygıyla davranmaları gerektiği konusunda eğitildi. Hatta belediyedeki bu özel birim, şehre yerleşmek isteyen gaylere ücretsiz danışmanlık hizmeti bile verdi.
Chicago
Chicago’da yetkililer, Boystown adıyla sadece gayler için bir semt dizayn ettiler. Bu bölgeye 3.2 million dolar yatırıldı. Bu parayla caddeler yeniden düzenlendi, kaldırımlara sağlı sollu üzerinde gay bayrakları olan lambalar dikildi. Semt bir anda popülar bir yaşama alanı haline gelerek gayler dışında da pek çok kimsenin akınına uğradı. Bölgenin bağlı olduğu Cleveland belediye binasına gay bayraıi bile asıldı.
Philadelphia
Bu şehir, geçen yıl Uluslararası Gay ve Lezbiyen Film Festivalli ne ev sahipliği yaptı. Böylece dünyanın dört bir yanından kente turist akışı sağlandı. Yine aynı şekilde şehir dört yıl önce başlattığı turistlere yönelik tanıtım kampanyalarında gayleri hedef aldı. TV reklamlarında ve sokak afişlerinde gay çifler kullanıldı.
Bu liste San Francisco, Fort Lauderdale, Key West , Palm Springs, Los Angeles, Miami South-Beach Madison-Wisconsin, Washington, D.C-Dupont Circle, Salt Lake City. Seattle- Capitol Hill, St. Louis -South Grand Street , Denver- the Chessman bolgesi, Cincinnati -Liberty Hill ve the Northside bolgesi, Houston- Montrose bolgesi derken uzar gider. Iyisi mi burada kesmek.
Umarım Türkiye’de hiç gay yokmuş gibi davranan herkes artık biraz farklı düşünür: Gay haklarını kanunlaştırmaktan çekinen hükümet yetkililerimiz, yakaladıkları travestilerin saçlarını kesen sayın emniyet görevlilerimiz ve gay nüfusuna yönelik hiç bir hizmet sunmayan belediye başkanlarımız biraz ders çıkarır.
TARAF GAZETESI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder